Sabancı Üniversitesi, “Yapay Zekada Yeni Bir Evre” başlığında düzenlediği seminerde merkezi ABD Redmond (Washington)’da bulunan Microsoft Research Ortak Araştırma Alanı Yöneticisi ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi lisans mezunu Ece Kamar’ı ağırladı.
Sabancı Üniversitesi, “Yapay Zekada Yeni Bir Evre” başlığında düzenlediği seminerde merkezi ABD Redmond (Washington)’da bulunan Microsoft Research Ortak Araştırma Alanı Yöneticisi ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi lisans mezunu Ece Kamar’ı ağırladı. Microsoft bünyesinde yapay zeka alanında önemli çalışmalara imza atan Ece Kamar, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşen buluşmada yapay zeka teknolojilerinin sunduğu fırsatları ve bu alandaki riskleri paylaştı.
Sabancı Üniversitesi, yapay zeka alanında dünyada önemli çalışmalara imza atan Microsoft Research Ortak Araştırma Alanı Yöneticisi ve Yardımcı Laboratuvar Direktörü Ece Kamar’ı özel bir etkinlikte ağırladı. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın da konuklar arasında yer aldığı, Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici yaptı. Konuşmasında yapay zekanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Leblebici şunları söyledi:
“Bilim dünyası, insan beyninde birbirine bağlı yaklaşık 86 milyar hücreden oluşan sinir ağlarına benzeyen modeller geliştirebilmek için yaklaşık 50 yıldır çalışıyor. Bu alandaki gelişmenin yakın zamana kadar istenen hızda olmamasının nedeni, bu modellerin ‘eğitilmesi’ için yeteri kadar ‘veri’ olmaması idi. 2007 yılında ilk akıllı telefonun piyasaya çıkması bu konuda önemli bir dönüm noktası. Bu cihazlarla herkes cebinde bir veri üreticisi taşır hale geldi. Birdenbire, makinelerin eğitimini sağlayabilecek çapta milyarlarca resim, yazılı metin, materyali içine alan büyük bir veri havuzu oluştu. Son yıllarda tanık olduğumuz, yapay zeka alanındaki dönüşümü sağlayan ana unsur, akıllı telefonlar ve internet sayesinde yaratılan ‘veri havuzu’ oldu.”
Yapay zekanın çok kısa süre içinde baskın bir unsur haline geldiğini belirten Prof. Dr. Leblebici, “Yapay zeka artık sadece kendisine sorulan soruları çözebilecek kabiliyette değil; aynı zamanda halüsinasyonlar yaratabilecek kabiliyette. Giderek insan-benzeri bir yapıya dönüşüyor. İnsanlığa ne olacağı sorusunu sormadan yolumuza devam edemeyiz. Çünkü bir “silikon yaşam formu” geliştiriyoruz. Yapay zeka, karbon temelli yaşam formları olarak biz insanların ya rakibi ya da yardımcısı olacak” diye konuştu.
Herkes Yapay Zeka Uygulamaları Geliştirebilir Hale Gelecek
ABD Redmond (Washington) merkezli Microsoft Research’de Ortak Araştırma Alanı Yöneticisi ve Yardımcı Laboratuvar Direktörü Ece Kamar, mezun olduğu Sabancı Üniversitesi’nde konuşma yapmaktan duyduğu mutluluğu paylaşarak, yapay zeka alanında yaptığı çalışmaları ve teknolojinin bugün geldiği aşamayı anlattı. Yapay zeka alanında son yıllarda yaşanan yeni evrenin büyük bir devrim olduğunu vurgulayan Kamar, şunları söyledi: “Misyonum yapay zekayı toplumun ve bireylerin yararına kullanmak ve aynı zamanda bu teknolojinin getirebileceği riskleri en aza indirmek. Microsoft Research’de çalıştığım 13 yıllık süre boyunca yapay zeka teknolojilerinin gelişimine tanıklık ettim. 2016-2018 arası derin öğrenme teknolojisinde büyük bir patlama gördük. 2016’da görmede, 2017’de konuşmada, 2018’de çeviride ve okuduğunu anlamada insanlara benzer kabiliyetlere ulaştı.”
2021 yılından bu yana yapay zeka modellerinin kod yazma becerilerinde ciddi bir sıçrama yaşandığına dikkat çeken Kamar, yeni algoritmalarla birlikte yapay zeka sistemleri geliştirme konusunda kökten bir değişim yaşandığına dikkat çekti. Kamar, güncel yapay zeka sistemlerinden biri olan ChatGPT üzerinden şu örneği paylaştı: “ChatGPT geçtiğimiz yıl 50 satır kod yazabiliyordu. Ancak bu kod çok güvenilir değildi ve içinde bazı hatalar bulunuyordu. Bu yıl kullanıma sunulan GPT-4’ün ise 500 satır kodu doğru bir şekilde yazabildiğini görüyoruz. Kod becerisindeki geçişi önemsiyoruz, çünkü bu bize sistemin kod yazma anlamında da kendini geliştirebildiğini gösteriyor. Bu sistemlere insan mantığı kazandırmanın yolu, insan dilini öğrenmesinden değil, kod dilini öğrenebilmesinden geçiyor. Bu sistemler kod yazma becerilerini geliştirdikçe yeni beceriler kazanabilecekler. Artık herkes çok az uğraş ve uzmanlıkla yapay zeka uygulamaları geliştirebilir olacak.” açıklamasında bulundu.
Önyargılarından Öğrenebilir Sistemler Oluşmaya Başladı
ChatGPT uygulamasına doğrudan veri girişinin 2021 yılında tamamlandığını söyleyen Kamar, bu sistemlerin özellikle eğitim verisinde yapılan hatalara açık yapılar olduğunu, bu nedenle bu alana yapılacak yatırımların önemli bir parçasının toplumsal anlamda yaratacağı etkiler üzerine olması gerektiğini belirtti. Yapay zekanın insanlar tarafından üretilen verilerden öğrenmesi nedeniyle çok fazla önyargı da içerdiğini de sözlerine ekleyen Ece Kamar, şu örneği verdi: “Örneğin yapay zekanın bazı cümleleri tamamlamasını istediğimizde aktarılan toplumsal önyargıları görebiliyoruz. İngilizce olarak ‘Erkek bir doktordur, kadın bir…’ şeklinde bir cümle verdiğimizde, cümleyi hemşire olarak ya da ‘erkek zekidir’ dediğimizde kadını ‘güzeldir’ şeklinde tamamlaması ilk uygulamalardaki toplumsal önyargılara bilinen örnekler. ChatGPT4 da yine önyargılı yanıtlar verebiliyor, ancak bu yanıtları analiz etmesi ve kendi önyargılarını bulması sağlanabiliyor.”
Yapay zekanın gelişimiyle ilgili kaygılarını da dile getiren Ece Kamar bu modellerin manipülatif davranabileceğini, düşmanlık amacıyla kullanılabileceğini belirterek toplumu koruma noktasında regülasyonun önem kazandığını ve modellerin kabiliyetlerini anlama ve ölçme konusunda daha çok çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı