Instagram’da bir şeyler başarmaya çalıştıysan bilirsin…
Günlerce emek verip içerik hazırla, güzelce paylaş, ama beğeni gelmesin, video 300 izlenmede kalsın. Belki 5 yeni takipçi gelir ama onlar da kim, neden geldi belli değil. Moral bozar, değil mi?
Ama sonra başka bir hesap görürsün, seninkine benzer şeyler paylaşıyor, ama takipçisi 30 bin. Hikâyelerine yorum yağıyor. O an kafanda şu sorular dönmeye başlar:
“Ben neyi eksik yapıyorum?”
Ben de tam bu noktada birçok insanın düştüğü bir yanılgıya değinmek istiyorum: Yalnızca içerik üretmek yetmiyor. İçeriğini kim görüyor, hangi kitleye ulaşıyorsun, seni kim takip ediyor — işte asıl mesele burada başlıyor. Ve işte tam da bu yüzden Türk takipçi meselesi, belki de Instagram’daki en stratejik tercihlerden biri.
Şunu çok net söyleyebilirim: 10.000 Hindistanlı takipçidense, 1.000 Türk takipçi Instagram’da sana daha çok şey kazandırır.
Neden mi? Çünkü:
İşte bu yüzden, gerçek anlamda büyümek istiyorsan önce seni anlayan kitleye ulaşman gerekiyor.
Bu soruyu çok duydum.
İçerik güzel olabilir ama Instagram bir deniz. Ve senin içeriğin küçük bir tekne. Eğer seni görecek kimse yoksa, o içeriğin kimseye ulaşmaz. Hatta sana şöyle söyleyeyim:
İçerik kalitesi mi daha önemli, kitle mi?
Cevap: İkisi birlikte.
Sen mükemmel içerik üret ama o içeriği görecek kişi olmasın, yine olmuyor. Ama seni anlayan, ilgilenen bir kitle varsa — örneğin Türk takipçi kitlen varsa — o zaman hikâyene yanıt gelir, reels’in paylaşılır, yorumlar başlar. İşte bu zincirleme etkileşim seni Instagram’ın keşfet çarkına sokar. O yüzden kaliteli Instagram takipçi alırsan o çarka çok kolay bir şekilde girebirsin ve işler değişmeye başlar.
Şunu da açıkça söylemek lazım: Yabancı takipçiler çoğu zaman sadece bir rakamdır. Profilin şişer ama hiçbir etkileşim gelmez.
Bazen sadece “abla çok tatlısın” diye mesaj atanlar bile olur. O bağ kurulur ya… İşte onu hiçbir reklam satın alamaz.
Doğruya doğru, evet alınabilir. Ama şuna dikkat et: Aldığın takipçiler gerçek Türk kullanıcılar mı, yoksa bot hesaplar mı?
Çünkü arada dağlar kadar fark var.
Bot takipçi alırsan ilk günler güzel görünür, sonra algoritma seni düşürür. Hikâyen 100 kişiye görünür, reels’in explore’a çıkmaz.
Ama organik görünümlü, aktif Türk hesaplar takipçin olduğunda, en azından bir “başlangıç etkisi” yaratmış olursun.
Ben bazı içerik üreticilerine ilk 2.000 Türk takipçiyi aldırdım. Sonra o kitleyle iletişime geçmelerini, içeriklerini o kitleye göre üretmelerini sağladık. 6 ay sonra bu hesaplar 30-40 bin seviyelerine tamamen doğal olarak geldi. Satın alma sadece kapıyı açtı. Yürümeyi kendileri öğrendi.
Türk takipçin var diyelim. Gerçek hesaplar. Eee?
Şimdi iş sende:
Senin de çaba göstermen gerekiyor. Çünkü insanlar seninle bağ kurmak istiyor. Onlara bunu vermek zorundasın.
Kapanış olarak şunu söyleyeyim:
Instagram’da başarılı olmak için illa milyonlarca takipçiye gerek yok.
Seni anlayan, seninle bağ kuran bin kişi, hiçbir etkileşim vermeyen 10 bin kişiden değerlidir.
Ve eğer bu kitle Türkiye’deyse — senin dilini, mizahını, kültürünü biliyorsa — işte o zaman gerçek büyüme başlar.
A: Her hizmet aynı değil. Araştır. Gerçek kişilerden oluşan, aktif profiller sunan güvenilir hizmetler var.
A: Kalitesiz, bot hesap alırsan evet. Ama dikkatli seçim yaparsan zarar değil, fayda sağlar.
A: Yeniysen 1.000-3.000 arası bir başlangıç iyidir. Zaten sonrası senin performansına bağlı.
A: Hayır. Doğru uygulanırsa tam tersine destek olur. Ama satın aldığın kitleye uygun içerik üretmeyi unutma.
A: Profiline gir. Türk ismi var mı? Paylaşım yapıyor mu? Hikâyeye cevap veriyor mu? Bunlar sana ipucu verir.